27 Mart 2016

Oda Dekorasyonu! :)

Mutlu bir Pazar gününden herkese sevgiler selamlar efenim. Bundan sonra her hafta sonu yeni bir yazı sizleri bekliyor olacak böyle. Bu haftanın konusu ise "dekorasyon". Bu yazı uzuun zamandır bekleniyordu esasında ama ben ancak fırsat buluyorum ya da ancak içimden geldi diyelim. Eve taşınalı 4-5 ay olmuştur tahminen. Artık iyice yerleştim neyse siz yanınıza çayını, kahvenizi alın ben anlatmaya başlıyorum.

Bu sabah çok mutlu ve enerjik uyandım. Dün günümün keyifli geçmesinden mi, havanın aydınlık-güneşli olmasından mı ya da evin tertemiz oluşundan mı kaynaklı bilemiyorum belki şu an fonda çalan Yeni Türkü şarkılarının da etkisi vardır hala böyle hissetmemde. :) Neyse sabah çok geç olmadan uyandım ve bir baktım kekik hanım da ayak ucumda kıvrılmış yatıyor. Yeni favori yeri orası. Kalkıp şöyle bir etrafı toparladım, bulaşık makinesine bulaşıkları yerleştirdim. Tam salonda yayılıp oturacakken bu sefer değişiklik yapıp odamda takılmaya karar verdim. Kahvaltı içinse diğer günlerden farklı olarak bugün canım farklı şeyler yemek istedi. Mısır gevreği ve meyveleri hazırlayıp masama kuruldum. Son yaptığım düzenleme ardından çalışma masam oldukça ferah oldu. Erkek arkadaşımın az sonra fotoğraflarda göreceğiniz kendi elcağızlarıyla yaptığı ahşap raflı şey bütün dağınıklığı ve fazlalılığı bir anda toparladı. 

24 Mart 2016

Sevgili Tumblr ve canım uyku!

Bugün günlerden Çarşamba.

İş yerinde keyifli bir gün geçirdim uzun aradan sonra. Çok güldüm. Çok eğlendim. Bugün yanımda götürdüğüm Kivi'yi yemeyi ihmal etmedim. Hala sağlıklı beslenemiyorum o ayrı. Öğle arasında kola içtim mesela. Bu hiç iyi olmadı.

Gün sonunda servislerimizle fıtı fıtı evlerimize döndük. Pekii eve döndükten sonra ne oldu dersiniz? Normalde salona geçer biraz takılır sonra yiyecek bir şeyler hazırlar, bir film-dizi seçer izlerken de yemeğimi yerim. Genelde böyle. Bu sefer masa başında oturmaktan kaynaklanan şikayetlerimi gidermek amaçlı biraz uzanmak istedim. Fonda da bir ASMR videosu açtım yutuptan. Beni çok rahatlatıyor bu videolar. Asmr nedir diyenler için bir yazı hazırlayabilirim. Çünkü yıllardır hayatımda var olan bir hadise kendileri. :) Neyse efenim ben sonra uyuyup kalmışım saat de 8 filan. Arada uyanıyor gibi oluyorum ama böyle bir rüya aleminde gibi yine dalıyorum. Bir de kekik hanım da (kedim) yanımda fosur fosur uyuyor birlikte yatakta uyuyup kalmışız öyle. Gözümü bir açıyorum gece 00.00. Şok şok şok! :) Böyle bir uyumak yok yani hayır üzerimde hala pantolonum filan var öyle diyeyim. Akşam yemeği bile yememişim o kadar.

Bu kadar uykunun üzerine ve açlıkta olunca uyumaya devam edemedim tabi duş alacaktım alamadım. Bazı işlerim vardı yapamadım ama uyudum ve dinlendim mi koca bir evet!
Sonrasında kalkıp yiyecek bir şeyler hazırladım ve bir bölüm Girls izledim.

Evet yanlış duymadınız Girls!! 5. sezon başlamış ki. Çok sevindim baya özlemişim kerataları.
Saat şu an yaklaşık olarak gece 3'e tekabül etmekte ve ben 3 buçuk saat sonra uyanacağım ama hala uykum yok. Yarın mor göz halkaları beni bekliyor.

Bu arada yazıyı asıl yazma sebebim Tumblr hesabımdan bahsetmekti. Ancak konuya gelebiliyorum. Şimdi sosyal medya üyeliklerimi genel bir gözden geçirirken artık Tumblr'ı daha aktif kullanmaya karar verdim. Blog, facebook, twitter, instagram, tumblr, snapchat, goodreads diye gidiyor bu liste. Ne kadar çok yerde üyeliğim var dedim. Birilerinden vazgeçmem lazım ama hangisi bilmiyorum. Hala da kararsızım. Ama tumblr'ı seviyorum, yılların birikimi var resmen. :) Sevdiğim görselleri biriktiriyorum, baktıkça içim açılıyor. Ha o tadda olan bir yer daha var Pinterest orayı da blog için görsel bulmakta kullanıyorum.

Ancak tumblr'da artık kişisel şeylerimi de paylaşacağım kısa kısa. Olur da takip etmek isterseniz işte linki --> http://mutlukecii.tumblr.com/

Sevgiler!

22 Mart 2016

Evde geçen günler, korku, bir tutam da umut.

Ne yazsam nereden başlasam acaba? Önce Ankara ardından İstanbul hafta sonu korku filmi gibiydi. Çok üzgünüm. Üzüntüden de çok korkuyorum. Kendimi hep bir film setinde gibi hissederek yürüyorum sokaklarda korkulu, mağrur, omuzlarımda büyük bir yükle.

Hafta sonu malum sebeplerden ötürü neredeyse hiç dışarı çıkmadık. Pazar günü artık kapalı alanda durmaktan mütevellit başımıza ağrılar girmeye başladı. Saat de akşam 9'u bulmuştu. Biz de biraz hava almaya karar verdik.

Eşofmanlarımızı spor ayakkabılarımızı giydik yanımıza da sularımızı aldık he bir de bir poşet dolusu kedi maması. :) Çiçekçi'den Üsküdar semalarına doğru güzel bir yürüyüş yaptık. Yolda giderken bir sürü minnoş kedi besledik. Sahilde pek insan yoktu. Biz de 1 saate yakın yürüdük, oturduk dinlendik, bolca sohbet ettik. Sonra da evin yolunu tuttuk. Bu arada yürüyüş sürecimizi snapchatten paylaşmıştım. İnstagram'dan daha aktif kullanıyorum artık snapchat'i. Takip etmek isteyen olursa kullanıcı adım "theewintergirl" Bir ara kullanım şekliyle ilgili de detaylı bir yazı yazarım belki.

15 Mart 2016

Ankara

Yazmazsam olmayacak ama ne desem de bilemiyorum. Dünden beri çok ama çok üzgünüm hazmedemiyorum artık olanları. Düşünsenize senin kişisel sorunların olmasına bile hakkın yok ya da mutlulukların. Her zaman daha üzücüsü her şeyin daha beteri yaşanıyor. Dünyada hiçbir şey iyiye gitmiyor. Dün sabah Karaman'daki cinsel istismar skandalıyla uyandık daha o haberi sindiremeden akşamına Ankara'daki 3. patlama haberi. İnsan şaka olmasını istiyor.

Gencecik insanlar ve tek suçları o an orada olmak. Bu ülkede senin hayal kurmaya, umut etmeye hakkın yok. Can güvenliğin olmadan hangi güzel filmi izlemenin, spor salonuna gitmenin, sevdiklerinle bir kafede oturup kahkahalar atmanın hayalini kurabilirsin ki? Hayallerini çalan bir ülke burası. Hep diyorum o kadar kötü bir zamanda yaşıyoruz ki gençliğimizi asla mutlu olmaya hakkımız yok. Ben kendi güvenliğimi sağlamak zorunda mıyım ki nasıl yapabilirim bir başıma? Devlet dediğimiz şey neden var o zaman? Kimin sorumluluğu halkın can ve mal güvenliğini sağlamak?
Yine masum insanları öldürdüler. Hiçbir şeyin iyiye gideceği de yok. Artık yüzler gülmüyor. Tedirgin gülüşler hep. Birbirine dikkat et telkinleri.. Bir korku filminin içinde sıkışıp kalmış gibiyiz. Güzel günlere uyansak ve hepsi kötü bir kabusmuş diyebilsek keşke...

12 Mart 2016

Kitap Alışverişi (Eganba.com, Jaguar Yayınları)

Bilmiyorum fark ettiniz mi bu aralar kitap alışverişi yapabileceğiniz çoğu online sitede güzel indirimler mevcut. Bende geçtiğimiz hafta içi twitter'da yapılan paylaşımlar sayesinde hiç bilmediğim bir site keşfettim. İlk başta biraz tereddüt etsem de riske girdim ve sipariş verdim. Gayet de memnun kaldım. Perşembe günü verdiğim sipariş Pazartesi günü elime ulaştı. Çok mutluyum çünküü sonunda Jaguar Yayınları'na ait "ilk" kitaplarıma kavuştum hem de %40 indirimli olarak. Aşağıdaki görselde de görebileceğiniz gibi çok cici kitaplar aldım. 2 tanesi ise 2balık1kedi sayesinde keşfettiğim ve okumak istediğim kitaplar oldu. Hangileri olduğunu söylememe gerek var mı? :) Özellikle yazarıyla yaptığı söyleşiye bayılmıştım. Okumayanları şöyle alalım.



Jaguar yayınlarının kitap kapak tasarımlarına kesinlikle hayranım. Nasıl güzeller ama! İnsanda daha da çok okuma isteği uyandırıyor. Zarif işçilik. Siz şimdiye kadar hangi kitaplarını okudunuz bakalım? 
Bir de sizce ben ilk olarak bu görselde yer alan hangi kitabı okumaya başlamış olabilirim? :)

Not: Kekik hanım şu an rüyasında enteresan şeyler görüyor sanırım. Patileri ve bıyıkları titreyip duruyor, arada bir ağzını şapırdatıyor. Ne gördüğünü çok merak ediyorum ve çok seviyorum onu hihi. Canım kedim.

9 Mart 2016

100 Happy Goat Days #Day29

Bilin bakalım hangi yazı serisi ile geri dönüyorum? Özleyenler için #100happygoatdays yazıları geri döndü!!
Bu aralar kişisel gelişim yazılarına sarmış haldeyim. Hatta şu aralar elimde dolanan kitaplardan biri de Pozitif Gücün Büyüsü Louise L. Hay. Şimdi neden bunu söyledin diye sorarsanız, konuyu şuraya getirmekti niyetim; Benim bu yazı serisine ara vermemin başlıca sebeplerinden biri çevremizde, ülkemizde, dünyada olup bitenler. O kadar karamsardım ki... Hala da karamsarım bazı konularda ama zaman akıp gidiyor. Birçok insan gibi ben de mutlu da olsam mutsuz da olsam şu anları yaşayıp tüketiyorum. Sürekli negatif şeyleri özellikle değiştiremediğim şeyleri düşünerek kafamın içinde çeşitli savaşlar veriyorum. Neyse lafı daha fazla uzatmayayım demem odur ki bir şekilde hepimizin iyi hissetmeye ihtiyacı var. Bir yerlerde bir yazı okumuştum geçenlerde her gün en azından 3 tane şükür duyduğunuz şeyi yazın bir kenara diyordu. Hayatınızdaki güzellikleri fark etmek için. Benim için 100 mutlu keçi günleri meydan okuması da böyle bir şey.


Şimdi 29. Gün ile devam ediyoruz efenim. Bugünün fotoğrafı uyku öncesinden geliyor. Muz, çilekli süt ve yeni not defterim bugünün güzellikleri. :)


Az sonra yepyeni bir diziye başlayacağım. Les Revenants. Çok merak ediyorum. Fikirlerimi sonra belirtirim. İyi geceler sizlere de.

Not: Bloğumun temasıyla oynadım bir miktar. Beğendiniz mi?


Sevgiler,
Mutlu Keçi

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...